21 Aralık 2010 Salı

Hayat Ne Garip !

Rahmetli Cem Karaca ile Mahzun Kırmızıgül'ün düet yaptığı bir şarkı var http://fizy.com/#s/1373w0 Hayat Ne Garip diyor. Şarkının sözleri için de ayrıca buraya bakabilirsiniz. Yazıyı okurken fonda da bunu ya da bunu dinleyebilirsiniz. (yazdıktan sonra ekleme: aslında yazarken dinlediğim herşeyi size de dinletmek isterdim)

Neyse biz asıl konumuza dönelim, 21 yaşındayım ama sanki 40 yıl yaşamış gibi hissediyorum kendimi. Geçmişe dönüp baktığımda, çok kısa ama içinde; kimlerin, nelerin, nerelerin olduğunu unutabilecek kadar çok uzun yılllar... Hangi anılar, hatıralar, kişiler, yerler, zamanlar, kişilikler...

Belki de ömrümün en değişken zamanlarında(gençlik) olduğum için böyle geliyordur ama sanki birden fazla ömür yaşamış gibiyim. Hayatımdan birden fazla ben geçmiş, birden fazla kişiliğim olmuş gibi.. İlkokulda başka bir ben, ortaokulda birden fazla ben(ler), lisede de aynı şekilde, üniversitede ise sayısını benim de bilmediğim ben(ler).. 

Bu kadar ben varken, öldükten sonra hiçbiri kalmayacak.. Sadece bir ben olacak o da asıl olmam gereken ben. "Yalan olur bir gün yalan / Yaşadığın aşkın sevdan / Yaradandır bâkî kalan / Hayat ne garip" öldükten sonra hepsi yalan olacak.. 

Yahu madem öyle ne diye bu kadar iş, güç, okul, para, arkadaş, dost, sevgi, akraba, zevkler, tadlar, renkler... Ne kadar da düşmüşüz hayatın içine. Hayata dair bir sürü şey sayabilirsiniz değil mi? Ya hayatın dışında olan? Benim aklıma birşey gelmedi. Hayat dışı ne var sahi bilen varsa yorum bıraksın. Sevaplar, günahlar, iyilikler, kötülükler, öbür taraf için yaptıklarımız ve yapmamamız gerekenler de hayatın ta kendisi aslında.

Kafamdan bir sürü şey geçiyor ama yazıya aktarmak çok büyük sıkıntı. Bir de kısır felsefi düşüncelere dalıp iman sarsıntısı yaşamak istemiyorum. Devamı gelmiyor. Bu sefer zayıf bir yazı oldu heralde. Daha çok kitap okumalıyım. Son olarak; blog yazmak da, kitap okumak da hayatın içinden..