14 Haziran 2010 Pazartesi

Yeniden İstanbul

Bir İstanbul macerası daha bitti. Benim içimi yine bir hüzün kapladı. Okul da olmayınca eve tıkılı kalıyor insan, daha beter sıkılıyor. Ben evde boş durmayı hiç sevmiyorum ama yapacak bişey de bulamıyorum. Neyse biraz İstanbul maceramdan bahsedeyim bari.

Cuma gecesi çıktım evden, biletim yokru gider aşti'de bulurum diye düşünmüştüm. Üniversitelerin son günü olduğu için aşti insan kaynıyordu. İyi firmaların hiç birinde yer bulamadım, zor zahmet metro turizm ek sefer açmış onda buldum. Daha arabaya biner binmez anladım yine metro yine dandik hizmet. Sabaha kadar radyo çaldı arabada. Havalandırma yarım yamalak çalıştı. Daha bir sürü böyle cinslik eşliğinde İstanbul'a indim. Önce Taksim'e gittim orda bidoyla buluştık. Bir de kerimov vardı yanımızda. Allahtan o vardı yoksa hiç konuşmadan ayrılacaktık :) Sanaldaki bido reele geçince dilini yutuyor, mutasyon geçiriyor :P Taksimden sonra  Kabataş'a indik ordan da Gülhane parkına geçtik. Setüstü diye bir yer var çay içtik orda. Gülhane'ye gitmiştim ama orayı hiç görmemiştim. Boğaz manzarasında içilen çay ne kadar kötü olursa olsun tatlı geliyor insana :) Saat 2 gibi bido ile kerimovu bırakıp Düşün Taşın derneğinin toplantısına gittim. 

Toplantıda, pazar günkü rekor denemesi için görevlilere bilgilendirme yapıldı. Sonra artan birkaç bin broşür verildi ve dağıtıma çıktık. Bize de taksim düştü ama keşke düşmeseydi. Ne kadar duyarsız bir meillet olmuşutz öyle :) daha broşürü uzatmadan istemem diyorlar :) Koskoca Taksim'de 1 saatte 50 broşür dağıtamadık. Böyle olmayacak dedik bıraktık dağıtmayı. Zaten istiklal caddesindeki sosyetelerin ne işi olur kitap okumayla  :P

O gün akşam Ali Sami Yen'de rumeliler gecesi varmış biraz orda oyalandık. Hem rekordan önce stadı da görmüş olduk. 2 liraya küçücük paketten çekirdek çitledik :) Saat 20:30 olmuştu ama benim hâlâ kalacak yerim yoktu. Bi şekilde ayarladım sonradan ama böyle her İstanbul'a gittiğimde kalacak yer sıkıntısı çekiyorum. Sırf bunun için bi ev mi tutsam :P

Pazar günü sabah 7'de stadda buluştuk. Görevlendirmeler yapıldı, noterler geldi, kapılar açıldı. 1 saatte stad doldu. Etkinlikten çok bashetmeye gerek yok aslında zaten televizyonlarda izlemişsinizdir. Hayatımın en güze günleri arasına ekledim bu etkinliğin de. 15.000 kişinin aynı anda sesli olarak kitap okumasını dinlemek, orada görevli olmak, bu güzel işin bir parçası olmak çok güzeldi. 17 inanmış insanın başlattığı, büyük çoğunluğunu organize ettiği bir etkinlikti. Biz sadece son gün stadda görev aldık. 

Hani daha önce demiştim ya FF benim hayatımı değiştirdi diye. Bu değişikliklerden birisi de Düşün Taşın'ı tanımam oldu. Bir grup güzel, idealist, samimi insan tanıdım. Benim için en önemli özellikleri samimi olmaları. Yaptığı işler belki sizin için bir anlam ifade etmez, nolacak rekor kırılacak ta diyebilirsiniz, ama bunu yaparken saf, samimi düşüncelerle yapmaları, insanlara da bu düşüncelerle davranmaları, bana kendilerini sevdirmelerini sağladı. Her birine karşı içimde ayrı bir muhabbet var. Aynı muhabbeti onlardan da görebiliyoruım. Hep aklımda, birgün ben  de onların arasına katılacam düşüncesi var. Bir gün inşallah İstanbul'lu olduğumda onlarla beraber olacağım. O zaman belki aradığımı bulurum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder