3 Ocak 2011 Pazartesi

Ateşe atıyoruz

Üniversiteye gelmeden önce ben de çok radikal, kavgacı, tartışmaktan haz duyan birisiydim. Karşıt fikirli bir insanla konuşurkenki amacım onu alt etmekti. Sanki ona cevap veremeyeceği bir laf söylediğimde, susturduğumda, "mors ettiğimde" zafer kazanmış gibi hissederdim. Hoş karşımda benimle tartışan kişinin de benden pek farkı yoktu. Eğer olsaydı zaten o da benle tartışmazdı. Yani bu özellikler sadece belli bir ideolojiye ait değil. Bu insanın nefsine ait bir özellik. "Zafer"e duyulan şehvet.. Ben/Biz yendim/k...

"Diğerleri"ne göre dindar birer gençtik. Güya namaz kılardık, islami(?) fikirlerimiz vardı. "Bir ateist olsa da onu sözlerime köşeye sıkıştırıp müslüman yapsam" ya da  "Şu solcuya iki laf çakayım da kendine gelsin." düşünceleri beslerdik neredeyse. 

Ateisti müslüman yapma yöntemimiz bile kabalık içeriyor. Hani nerede efendimizin güler yüzü? Sözleriyle insanları köşeye sıkıştırıp onları düşünmeye sevk ettiği olmuş ama bizimki gibi düşündürmeden zorla olmamış. Haftada en az bir kere vaaz dinletirlermişiz de ders almazmışız. "Liseli" tabirini tam hak eden kafaya sahipmişiz. Oysa aynı vaazlar, üniversitede dinlediğimizde bizi değiştiren vaazlardı.

Bizim gibi düşünmeyenlere sinirlenirdik. Salaktılar, aptaldılar, kafaları basmıyordu, gözleri kör olmuştu, beyin yoktu, maldılar... Niye? Çünkü biz doğru(?) yoldaydık... 

Bu anlattıklarım benim lise hayatım :) Bunları daha da uzatabilirim ama aşağı yukarı o zamanki beni anlamışsınızdır. Şimdi ise o zamana göre bambaşka bir Yusuf var...

Günaha giren bir adama değil de onun işlediği günaha düşman olmamız gerek diyen bir dinimiz var bizim. En azından Üstad'dan duyduğum öyle benim. Ki, tarihimize baktığımızda da, bunun binlerce örneğini görebiliyoruz. Ama benim geçmişime baktığımda ve şimdi de bazı insanlara baktığımda tam tersini görmek mümkün. Hangimiz günah işlemedik? Bir insana düşmanın lazım olduğu en son andır günaha düştüğü an. O an insanın düşmana değil, o çukurdan çıkması için ona yardımcı olacak dosta ihtiyacı vardır. Günahlar bizim manevi hastalıklarımızdır diyor Üstad. Bir mikrop misali insandan insana geçer. O mikrobun yok edilmesi için de ilaç ve o ilacı yazacak doktor gereklidir. Bizler o hasta insanların doktorları olmalıyız. Eskiden hayvanlar hastalandığında ilaç felan olmadığı için yakılırlarmış ki mikrop diğer hayvanlara yayılmasın. Biz de günah mikroplarını yok etmek için, doktor olup ilaç vereceğime, günah işleyen adam ile birlikte ateşe atıyoruz..

2 yorum:

  1. kararsız kâzım4 Ocak 2011 15:26

    olgunlaşıyorsun evlat :)

    YanıtlaSil
  2. Ne hoş yazmışsın! Birbirimize benziyormuşuz diye dedim içten içe ;)

    YanıtlaSil