9 Şubat 2010 Salı

Çok Şükür

Uzun zaman olmuştu hizmetten ayrılalı. Aslında sadece 3 ay oldu ama bana çok uzun geldi. Ayrılma dediğim de tam anlamıyla ayrılma değildi. Manevi olarak bir bunalıma girmiştim ve hiçbir iş göremez hale gelmiştim. Üstümde bulunan vazifenin hakkını veremediğim için geçici bir süreliğine ara vermeyi düşünmüştüm. Ailemin bulunduğu şehirde okuduğum için, kendi evime geri döndüm. Kaldığım hizmet evinden ayrıldım. Bir süre kendi evimde kalıp maneviyatımı geliştirmek, kitap okumak, kendimle baş başa düşüncelere dalmak ve düşüncelerimi değerlendirmek, irdelemek istiyordum.

3 ay kadar sonra bugün yeniden hizmet evindeyim ve şuan bu yazıyı da yatmak üzere olduğum yatakta yazıyorum. Bir ara internet fırsatı bulursam yayınlarım. Şuan bir kamptayım. Gerçekten de özlemişim hizmeti. Çok uzun olmayan 3 ay gibi bir sürede o kadar çok özlemişim ki evin her yerinde geçmişteki anılarımı yaşıyorum. Her sohbetimizde eski sohbetleri, ‘hey gidi günler’i hatırlıyorum. 9 yıl sonra ilk defa hizmetten uzak kalmıştım. Abilerle yaptığımız sohbetleri, öğrencilerle yaptığımız geyikleri, ev cemaatiyle içtiğimiz çayları özlemişim. 

Rabbime binlerce şükür olsun ki, beni çok uzak tutmadı hizmetten. Tamamen uzaklaşmamı engelledi. Her şeyde olduğu gibi şüphesiz bunda da bir değil binler hayır oldu. 3 ay önce ara verme kararı alırken, ‘hizmet sadece burada değil ki başka yerlerde de hizmet olur’ diye düşünüyordum. İyi bir mühendis olursam hizmet etmiş olurum, iyi bir öğrenci olursam hizmet etmiş olurum, etrafımdaki insanlara gelecekleri adına bir şey katarsam hizmet etmiş olurum diye düşünüyordum. Doğru aslında bunlar da birer hizmetti ama hepsi dünya hayatına yönelik hizmetlerdi. İnsanların dünyalarını daha güzel yapabilme hizmetiydi. Şüphesiz bunun da Allah katında bir değer vardı ancak, iman-ahiret hizmeti ile kıyaslanamazdı bile. Asıl hizmet insanların ahiretlerine, kalplerine, maneviyatına yapılan hizmetdi. Zamanla bunu anladım.

3 ay boyunca yaptıklarıma şöyle bir baktığımda çok da bir değeri olmadığını görüyorum. Bu süreci yine devam ettireceğim ancak bunun yanında asıl hizmet olan, iman hizmetini daha çok özen göstererek yapmam gerekiyor. Her iş için değeri kadar çalışmak gerekiyor. Dünya hizmetlerine de ahiret hizmetlerine de değeri kadar çaba sarfetmek gerekiyor. Böyle yaptığım takdirde dengeyi sağlamış olurum. Ne dünyadan uzak kalmış, ne de ahiret hizmetlerini aksatmış olurum.

Dünya beni, kendine öyle önemli gösterdi ki, bu hizmeti ikici plana atabilecek düşünceye gelmiştim. Önce dersleri bahane etmeye başladım. Çalışamıyorum, iyi gitmiyor, derslere giremiyorum demeye başladım. Daha sonra, kendimi geliştiremiyorum, iyi bir mühendis olamayacağım; bir Müslüman işinin en iyisi olmalı, bu yüzden kendimi dersler dışında da geliştirmeliyim düşüncesine daldım. Ama fark edemedim ki bunları hizmetteyken de yapabilirdim. Önemli olan zamanı değerlendirmesini bilmek, gereksiz işlerden uzak durmaktı. Ama olmadı ve en sonunda ayrıldım. Daha sonra baktım ki derslerim yine aynı gidiyor. Bir sürü vaktim olduğu halde, ben yine derslere giremiyorum, yine kendimi geliştirmek adına hiçbir şey yapamıyorum. Bu duruma bahaneler uydurdum. Yok çalışma ortamım iyi değil, masam şöyle, sandalyem böyle, odanın duvarları öyle… Bu bahaneleri de çözdükten sonra baktım ki durumda hiç değişiklik yok. Dün bu kampa geldikten sonra anladım ki, asıl sorun hizmet değil, benim kafammış. Kendi kafamda sürekli bahaneler uydurup, şeytanın söylediklerine kafa sallayıp manevi alemlerden uzaklaşmışım. Öyle ki namazlarımı kılmaz olmuştum. Sürekli dini değerleri eleştirir, onları irdeler hale gelmiştim. 

Neyse. Artık buradayım ve amacım belli. Hem dünya adına hem de ahiret adına değeri kadar çalışmam gerektiğini biliyorum. Zaten ahretini güzel eden insanın, dünyası da güzel olur. İnsanın, ahiretini güzel etmek için yapılan şeyler, arka planda dünyasını da güzelleştiriyor.

3 yorum:

  1. şu an kendimi çok kötü hissettim, benim için gerçekten çok anlamlı bir yazı oldu teşekkür ederim Allah bu yolda daim eylesin inş aro:)

    YanıtlaSil
  2. ismi lazım değil :)12 Şubat 2010 21:43

    insan bazen hayatına, şöyle bir karşıya geçerek bakması iyi oluyor...neyin ne olduğunun çok güzel farkına varıyorsun...kıymetini bilmediğin şeylerin farkına varıyorsun...rabbim her daim hizmet edenlerden eylesin.

    YanıtlaSil
  3. İnsanın hayırlısı insanlara faydalı olandır buyuruyor efendimiz..,genç yaşta bunu hayat düsturu olarak kendinize rehber etmeniz ne güzel..Allah aşırıya kaçmadan itidal üzere eylesin her daim.
    birde şöyle bir söz var 'hizmet edene himmet edilir,öyleyse hizmet nimettir';çok sevdiğim bir küçük dervişin hayat düsturudur..şimdi zamanım yok ama ilk fırsatta diğer yazılarınızıda okumak için buradayım inş:) vesselam..

    YanıtlaSil